Abstract
Peroperative hemorrhage associated with major orthopaedic surgery can become life threatening. Homologous bank blood transfusion can replace the volume loss but it has serious disadvantages such as transmission of viral agents, insufficient platelet count and transfusion reactions. Hypotensive anesthesia, predeposited autologous blood transfusion and intraoperative autotransfusion are used to reduce these disadvantages. This study evaluates the results of 400 patients who had major orthopaedic intervention in our clinic between June 1991 and April 1995. Seventy-one patients had hip surgery while 329 patients had spinal surgery. The autotransfusion unit saved an average of 848.9 ± 133.8 cc of blood and an average of 1.8 ± 1.1 units of saved blood is transfused. None of these patients needed homologous blood transfusion. Hundred patients who had spinal surgery at the same period are used as a control group. The control group required an average of 3.2 ± 2.1 units of bank blood. Pre and postoperative hematocrit values revealed a statistically significant difference between the autotransfusion group and the homologous transfusion group (p<0.05). This study suggests that intraoperative autotransfusion prevents the decrease in hematocrit values while reducing the need for bank blood transfusion and avoiding the risk of transmission of viral infections.
Özet
Majör ortopedik cerrahide kanama hastanın hayatını tehdit edecek boyutlara varabilir. Dışarıdan verilen banka kanı, volüm eksikliğini tamamlamasına karşın, HIV veya HBV gibi viral ajanların aktarılması, yeterli trombositten yoksun olması ve kan reaksiyonlarına neden olması gibi dezavantajlara sahiptir. Bu deza-vantajları azaltmak için son yıllarda, hipotansif anestezi uygulanmaya ve ameliyat öncesi predepozit kan veya imraoperatif otolog kan transfüzyonu kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada Haziran 1991 ile Nisan 1995 tarihleri arasında kliniğimizde majör ortopedik cerrahi uygulanan 400 hastanın ototransfüzyon sonuçları değerlendirildi. Hastalardan 71 ine kalça cerrahisi, 329 una ise omurga cerrahisi ameliyatı uygulandı. Ameliyat esnasında ototransfüzyon cihazı ile 848.9 ± 133.8 cc kan elde edilip ortalama 1.8 ± 1.1 ünite kan hastaya transfüze edildi. Bu hastaların hiçbirisi banka kanma ihtiyaç göstermedi. Aynı dönemde kalça ve omurga cerrahisi geçiren ve ototransfüzyon uygulanmayan 100 hasta ise kontrol grubu olarak alındı. Sadece banka kanı kullanılan bu grupta 3.2 ± 2.1 ünite kan kullanıldığı belirlendi. Ayrıca her iki grubun preoperatif ve postoperatif hematokrit değerleri kaydedildi. İki grup arasında istatistiksel olarak ototransfüzyon grubunun lehine anlamlı bir fark olduğu saptandı (p<0.05). Majör ortopedik ameliyatlarda intraoperatif ototransfüzyonun viral ajanların aktarılmamasının yanısıra dışarıdan kan verilmesine gerek kalmaksızın kan açığını kapaması ve hematokrit değerlerini koruması gibi avantajlara sahip olduğu görüldü