Acta Orthopaedica et Traumatologica Turcica

Open reductlon and internal fixation in pediatric supracondylar humerus fractures

AOTT 1997; 31: 1-4
Read: 813 Downloads: 564 Published: 19 April 2021
Abstract

Distal humerus fractures are quite common in children; the treatment is usually conservative except completely displaced fractures. In the present study, we aimed to evaluate the results of surgical management of type III distal humeral fractures in children. Between the years of 1986-1995, we treated fifty-four displaced supracondylar humeral fractures with open reduction and internal fixation, in GATA Haydarpaşa Training Hospital Department of Orthopaedics and Traumatalogy. Fourty-eight of the patients were included in this study, six of the patients could not be followed regularly and were excluded. The patients were between two and fourteen years old: average age was 7.4. Thirty-three patients (68.8%) were male and fifteen patients (31.2%) were female. Mean follow-up time was 10.5 (4-36) months. In nineteen of the patients (96%) had extention type frac-tures, and two (4%) had flexion type fractures. all of the fractures were completely displaced and there was no cortical touch between the fractures. We classified the fractures according to Gartland scale, all patients had had Type III fractures. One patient has been injured in a motor-vehicle accident, all the other fractures were the result of falling down whife they were playing. Average interval between the injury and hospitalisation was 2.5 days, between the hospitalisation and operation was 3.6 days. We used mediai and lateral approaches, after reduction fixed the fractures with two crossing K-wires. After surgery, we immobilized the elbows in above-elbows cast for tree weeks and started active elbow motion exercises in the fourth week. 4-6 weeks after the surgery, we removed the fixation materials. The results were evaluated according to Mitchell and Adams criteria. Thirty-five (72.9%) patients had excellent, nine patients (18.7%) had good and four patients (8.4%) had poor functional results. As a conclusion of thes study, we believe that, in the management of displaced supra-condylar humeral fractures, it is not possible to both maintain and keep the reduction by closed methods. Despite there are some authors who support conservative methods, surgery should be the method of choice in such fractures.

Özet

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Servisinde 1986-1995 yılları arasında 54 çocuk suprakondiler humerus kırığına açık redüksiyon ve internal fiksasyon tedavisi uyguladık. Çalışmamızda takibini yapabildiğimiz 48 hastamızı değerlendirmeye aldık. Hastalarımızın ortalama takip süresi 10.5 aydı (en az 4- en çok 36 ay). Ortalama kaynama süresi 4.9 haftaydı. Hastalarımızın 2-14 yaş arasında olup yaş ortalaması 7.4 dü. 33 hasta (% 68.8) erkek ve 15 hasta (% 31.2) kız idi. 29 hastamızda kırık sağ, 19 hastamızda ise kırık sol dirsekteydi. Hastalarımızın 46 sında (%96) ekstansiyon tipi, 2 sinde (%4) ise fleksiyon tipi kırık vardı. Kırıkların tümü tam deplase idi ve kırık fragmanları arasında kortikal temas yoktu. Kırıkları Gartland kriterlerine göre sınıflandırdık ve buna göre hastalarımızın tümünde Tip lif kırık vardı. Kırık bir hastamızda trafik kazası diğer hastalarımızda ise basit düşme sonucu meydana gelmişti. Hastalarımızda travma ile hastaneye yatış arasında geçen ortalama süre 2.5 gün, hastaneye yattıktan ameliyata kadar geçen orta-lama süre ise 3.6 gündür. Ameliyatta lateral ve medial insizyon yaparak redaksiyonu takiben kırığı çapraz Kirschner telleri ile tesbit ettik. Hastalarımıza postoperatif 3 hafta süre ile uzun kol alçı atelı uyguladık ve 4. haf-tada aktif dirsek eklemi hareketlerine başladık. Ameliyattan ortalama 4 He 6 hafta sonra Kirschner telleri çıkarıldı. Sonuçlarımızı Mitchel ve Adams kriterlerine göre değerlendirdik. Buna göre 35 hastamızda (%72.9) çok iyi, 9 hastamızda (%18.7) iyi ve 4 hastamızda (%8.4) ise kötü fonksiyonel sonuç elde ettik. Sonuç olarak çocuk suprakondiler humerus Tıp III kırıklarının tedavisinde açık redüksiyon ve internal fiksasyon tedavi yöntemini uyguladık ve sonuçlarını değerlendirdik.

Files
ISSN 1017-995X EISSN 2589-1294